Havada Noel kokusu var
Neden bilmem, Viyana benim için kışla özdeşleşen bir şehir. Müzik sezonunun açık olduğu, ağır tatlıların yenilip sıcacık kahvelerin içildiği, bohem atkıların boyunlara dolandığı bir vakit sanki buralara daha uygun düşer. Viyana’yı görmeden önce böyle bir Viyana resmi var aklımda. İşte bu resim, Rathausplatz’ı gördüğümde tamamlanıyor! Burada bir tek kar eksik, ama kurulan Noel pazarıyla birlikte başka bir şey aramaya gerek yok!
Neogotik Rathaus (belediye binası) önüne dev bir çam ağacı kurup hem onu hem de çevredeki pek çok ağacı çok zarif bir şekilde ışıklandırmışlar. Rathaus önündeki meydana da ahşap kulübecikler dizili, içlerinde minik dükkanlar, süsler, ışıklar, şekerler, pastalar, sosisler.. Her yer sıcak şarap kokuyor. Burası insana çocuksu bir neşe aşılıyor, büyülü bir yer. Mıknatıs gibi beni kendine çekiyor, abartmıyorum her gün Rathausplatz’a uğramadan duramıyorum.
Rathausplatz’taki gibi olmasa da şehirde onlarca başka Noel pazarına rastlıyoruz. Nerede bir meydan varsa hemen ahşap kulübecikler konduruluyor, bir iki stant, biraz sıcak şarap, ve şipşak Noel havası tamamdır. Bir de Spittelberg var ki, bizim otelin resmen arkasında. Burası aslında küçük bir sokaktan ibaret; ama kendine has bir havası var. Stantlarda biraz daha ince iş hediyelikler satılıyor. Rathaus’a göre çok daha küçük ve az kalabalık, butik bir yer.
Noel pazarları dışında, şehir merkezinde kalıcı pazar yerleri de var. En büyükleri Naschmarkt. Ben Barcelona’daki La Boqueria tarzı bir yer bekliyordum, oysa burası uzun bir cadde gibi, bir kısmı sebze meyve iken çoğunluğu küçük cafe ve büfelerden oluşuyor. Hohermarkt yakınında saat başı figürlerin yürüyüş yaptığı antik bir saat var (Anker Uhr); ama özellikle Prag’daki astronomik saati gördüyseniz buradakinin çok bir numarası yok. En fazla Maria Theresia’yı, II. Maximilian’ı falan görüp tanıyor, sonra da Viyana’da kala kala kimlerin size aşina gelmeye başladığına şaşırıyorsunuz, o kadar!
Yeme-içme konusu
O kadar çok yedik ki anlatamam. Burada porsiyonlar kallavi.
Viyana’nın kendine has bir mutfağı var. Dikkat, Avusturya mutfağı değil, Viyana mutfağı diyorum, bu detay önemli. Et, et suyu, patates ve çeşitli kök sebzeler üstüne kurulu bir mutfak, çoğu emperyal yemekler. Schnitzeli zaten geçiyorum, onun dışında Tafelspitz, harika çorbalar, beef tartar, beef jelly.. Macar mutfağından gulaş.. Ekmekler ve tereyağları da genel olarak çok lezzetli.
Tatlılar ise ayrı bir hikaye. Denenecek onlarca pasta. Apfelstrudel desen ekmek gibi, zaten her yerde var. Onun dışında dünyaca ünlü Sachertorte, orman meyveli pastalar, Topfenstrudel, Franz Joseph’in yer gün yediği Gugelhupf (bizim kakaolu kek) ve daha niceleri.. Tarihi Cafe Demel’deki pasta yapım atölyesi bu açıdan ilginç. Burası bir klasik, Markiz pastanesi gibi bir yer; ama tek farkla: daha bile eski olmasına rağmen Demel dimdik ayakta, kimse burayı Robert’s Cafe’ye çevirmeyi düşünmemiş nedense!
Tabii ki bira.. Ottakringer bir Viyana birası ve Viyanalılar bunu çok sahipleniyor, yabancı bira markalarına pek hoş bakmıyorlar. Birkaç kez şarap da içtik, Blaufränkisch kırmızı ve Vetliner beyaz şarap olarak fena değildi. Bir de yemeklerden sonra schnapps içiliyor.
Kaffeehaus kültürü Viyana yaşamında çok önemli bir yer tutuyor. Klasikleşmiş onlarca mekan var. Burada çeşit çeşit kahve seçenekleri sunuluyor: Küçüğü büyüğü, kremalısı, sütlüsü, alkollüsü, yok şöylesi, yok böylesi..
Ve asla unutulmaması gereken bir konu: sosisler! Noel marketinde onlarca çeşidi satılan, kimi ekmek arası, kimi tek başına, kimi bir kova sarımsak suyuna batırılmış fırçalarla tatlandırılan, birbirinden lezzetli sosisler. Kısaca: Mmm.
Otel
Hotel Viennart, gençlerin uğrak semti Museumsquartier’de bulunan sade, basit ama iyi bir otel. Yeri merkeze yakın, metroya yakın, Mariahilfer Strasse’ye yakın. Servis iyi, odalar kullanışlı, fiyatları hesaplı. Kısacası biz çok memnun kaldık, çok afili bir şey aramayanlara tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder